Siyaset, Aile İlişkileri, Arkadaşlık ve Aşkın Yanlış Buluşması

Yayınlandı: 25 Aralık 2014 / kitap, roman
Etiketler:, , ,

bin_muhtesem_gunesBin Muhteşem Güneş / Khaled Hosseini

Ana  karakterlerinin kadınlardan oluşturulduğu ve bu kadınların yaşantılarında bitmek tükenmek bilmeyen zorlukların sürekli el değiştiren Afganistan
arka planında kara bulutlar halinde kümelenişinin anlatıldığı bir roman Bin Muhteşem Güneş.

Romanın ilk ve orta bölümlerinde birbirlerinden bağımsız gibi görünen fakat Afganistan’ın ileride karışacak durumundan sonra bir şekilde birbirleriyle bazen dolaylı bazen doğrudan bağlanacak olan͵ toplumdaki yerleri ve yaşantıları farklı olan üç ailenin gözünden Afganistan’ı okuyoruz. Birbirlerinden farklı gibi duran üç ailenin ortak özellikleri; bana göre tamamlanamayacak olan duygusal boşlukları. Bu duygusal boşlukları da, var olan ama varlıklarıyla neredeyse kendilerine bile fazla gelen  kendilerinde kaybolmuş insanlar oluşturmakta. Bir cephede vatanına ve bu vatana hizmet eden oğullarına duyduğu sevgiden başka elinde hiçbir şeyi olmayan bir annenin dünyasını, yalnızca bu sevgi ve vefa çerçevesinden ibaret kılmasının kendi ailesinde oluşturduğu boşluk varken diğer cephelerde bir kocanın; iki ailesi arasında kendisiyle ve aileleri arasında kalarak hem kendisinde hem de kızı Meryem ve Meryemʹin annesinde oluşturduğu duygusal boşluk aktarılmaya çalışılmış.

Tüm kitap boyunca, Afganistan yönetimi tarafından kadınlara reva görülen insanlık dışı davranışları okurken, aile yaşantılarında çocukların eğitilmesinde babaların  ön planda olup annelerin ise çocuklarının yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılıyor oluşları ve annelerin bunu kabullenişleri bana biraz çelişkili geldi.  Bu çelişkinin sebebi ise yazarın, kadınların sürekli olarak ve her ortamda üzerlerindeki baskıyı bence gereğinden fazla duygusallık katarak anlatmaya çalışırken, özellikle annelerin çocuklarının yetiştirilmesi sırasında hep geri planda kalmalarını kabullenişlerini anlatması oldu. Belki bu anlatımla kadınlara uygulanan baskıda her ne kadar Afganistan yönetiminin suçu varsa yönetim kadar olmasa da kadınların da bu baskıyı kırmak adına yeterli çabayı gösteremediklerinden dolayı ve kendi iradeleri dışında oluşan fakat etkisinden kurtulamadıkları duygusal boşluklarının suçu olabileceğini anlatmaya çalışmış olabilir.

Kitapta anlatılan birçok şey tam aktarılamamış olmasının sebebi yaşanan olayların hepsinin iç içe geçmiş olmasından kaynaklı. Siyaset, aşk, arkadaşlık ve aile ilişkileri yerli yersiz o kadar iç içeler ki; anlatılmaya çalışılan konulara bir türlü derinlemesine dalamıyorsunuz. Ana karakterlerden birisi olan Leyla’nın ailesiyle olan ilişkileri ya da arkadaşlarıyla olan ilişkileri saman alevi gibi bir an parlayıp apansız sönüveriyor ve bu pek de etkileyici bir izlenim bırakmıyor. Aynı şekilde Leyla’nın Tarık ile olan aşkı da iç içe olan konuların arasında tam olarak anlaşılamadan etkisizleşiyor. Yazar, Leyla ile Tarık’ın aşkını anlatmaya çalışırken aşk ; kabullenebilmektir mesajını vermeye çalışıyor gibi geldi, ama mesajı çok zorlama bir şekilde veriyor. Oysa ki; Sabahattin Ali’nin Değirmen isimli hikayesine anlatılan aşk sizi aşk birbirini tamamlamak değil eksilerek tam olmaktır, sevdiğin insanda, eksikliği yük olacakları kendinden eksilterek yükü yok etmektir demekte. Sabahattin Ali bu kısa hikayesinde aşkı öylesine dolu dolu  anlatırken Khaled Hosseini Bin Muhteşem Güneş isimli uzun romanında Sabahattin Ali’nin etkileyiciliğinden çok çok uzaklarda kalmış.

Anlatılan her olay için sürekli olarak gereğinden fazla duygu yoğunluğu ve bana göre duygu sömürüsü yapılması da insanı rahatsız edecek düzeyde. Kadınların söz sahibi olamayışları, ezilmeleri, yokmuş gibi davranılmaları anlatılmaya çalışılırken yapılan aşırı duygu sömürüsü, anlatılmak istenilenlerin size tam olarak geçememesine sebebiyet veriyor. Hakan Günday, Az isimli romanında Derda isimli kadın karakteriyle kadınların maruz kaldığı olayları duygu sömürüsüne mahal vermeden ustalıkla anlatabilmekte ve bu haliyle de Bin Muhteşem Güneş kitabından daha da etkileyici bir anlatıma sahip. (https://tayfunsurucu.wordpress.com/2014/04/07/zamanla-azalmayan-mutlaka-cogalir/)

Tüm olayların iç içe geçmiş bir şekilde anlatımı, olayların her ne kadar birbirleriyle bağlantıları olsa da aralarında kopuklar oluşmasına sebebiyet veriyor. Kitapla ilgili iki büyük sıkıntıdan birincisi; iç içe geçmiş ama kopuk bir anlatım, ikinci  sıkıntının da gereğinden fazla duygu yoğunluğu ve duygu sömürüsü olduğunu düşünüyorum. Anlatım olarak kolay okunabilecek bir anlatıma sahipken etkileyici ve vurucu cümlelerden yoksun bir metine sahip. Genel olarak bana seslenmediğini ve benimde kendisiyle sağlıklı bir etkileşimde olamadığımı düşündüğüm bir kitap Bin Muhteşem Kitap.

yorum
  1. kitap eylemi dedi ki:

    nasıl desem bilemedim , duygun sömürüsü olarak gördüğünüz olayların çok daha acıları yaşanmakta savaş olan ülkelerde, evet ütopik yanları vardı kitabın ama Hakan Günday ile kıyaslamak doğru olur mu emin değilim -Az en sevdiğim Hakan Günday kitabı olmasına rağmen-.Uçurtma avcısı kadar olmasa da bence çarpıcıydı…

    Beğen

    • Tayfun Sürücü dedi ki:

      Yasanan olaylarin korkunclugunun farkindayim fakat burada͵ yazar etkisiz anlatimini kurtarmak icin yasanan olaylari duygu somurusune donusturerek bir yol izliyor gibiydi. Yazarin aktarmak istedikleri de bu anlatim eksikligiyle kaybolmakta. Hakan Gunday ise anlatmak istediklerini direk olarak olaylarin duygusal boyutlarinda kaybolmadan aktarabilnekte

      Beğen

  2. Anonim dedi ki:

    Okuduğum kitapları hiç bu kadar detaylı yorumlayamıyorum. Kitabı okumayanların karar verebilmesi için böyle yorumların daha etkili olduğunu düşünüyorum. Yalnız, bu kitapla ilgili ilk defa olumsuz bir yorum okudum ya da ben rastlamadım 🙂

    Beğen

    • Tayfun Sürücü dedi ki:

      Okuduklarimi͵ sizin de dikkatinizi cektigi uzere kitap ozetinden ziyade beni etkileyen ve etkilemeyen yonlerini belirterek yorumlamaya gayret ediyorum. Okumadigim bir kitap hakkinda bilgi edinmek icin tercih ettigim yorumlar da bu sekildeler.
      Yorumunuza tesekkur eder iyi okumalar dilerim.

      Beğen

  3. emine öztürk dedi ki:

    son derece etkileyici bir kitap.. anlatımınızla da kitabı çok güzel yansıtmışsınız. paylaşımınıza teşekkürler…

    Beğen

  4. fulya aydoğdu dedi ki:

    Yazar ait olduğu topraklardan kopamadığı için sanırım romanlar Afganista’da ve civarda geçiyor.Sacaş ve bağımsızlık süreciyle üstüne insanların nasıl etkilediğini bu olayların heö bireysel hem toplumsal olarak çok güzel kaleme almış.Her zamanki gibi etkileyici bir kitaptı…

    Beğen

Yorum bırakın